Gazete ve dergilerde zaman zaman haber olarak verilir: "200 milyon yıllık sivrisinek fosili bulundu!", "30 milyon yıllık kertenkele fosiline rastlandı"... Bu tarz haberleri okuyanlar, kimi zaman bu fosillerin ayrıcalıklı ve eşine az rastlanır olduğunu düşünebilirler. Ama bu hatalı bir bilgidir.
Yeryüzünün büyük bir kısmı, günümüz canlılarının milyonlarca yıllık fosil örnekleri ile doludur. Bunların çok büyük bir kısmı ele geçirilmiştir ve paleontologlar kazıp araştırdıkları her yerde, kusursuz donanımlarıyla günümüz canlılarının fosil örneklerine halen rastlamaktadırlar. Bunların tümü ülkelerin müzelerinde tutulmaktadır. Milyonlarca yıllık örümcek, karınca, sinek, akrep, yengeç, kurbağa ve daha pek çok soyu tükenmiş veya tükenmemiş canlı fosili, hatta amber içinde tüm detaylarıyla saklı kalmış örneklerin binlerce hatta yüz binlercesi, müzelerde yer almaktadır. Ancak bunların sayıca çokluğu kitaplara ve gazetelere pek yansıtılmaz, bilimsel dergi, forum ve söyleşilere konu olmazlar.
Peki bunun nedeni nedir?

40 milyon yıllık kertenkele fosili amberi. Amberin içinde kertenkelenin kafası, ön bacak kemikleri ve bazı dokular bulunuyor. Amber içindeki kertenkelenin tüm özellikleri, günümüz kertenkelelerininkilerle aynıdır.
|
Bunun nedeni, bulunan her fosilin, evrimi yıkan bir delil olmasıdır. Bulunan her bir yaşayan fosil örneği, Darwinistlerin yaşamlarını adadıkları sahte teoriyi yok edecek güçtedir. Bu nedenle söz konusu fosillerin bir kısmı evrimcilerce gizli tutulmaya çalışılmıştır.
Tam 70 yıl boyunca Smithsonian Institution'da gizlenen Kambriyen canlılarının, bir başka deyişle dünya tarihinin en eski kompleks canlılarının fosilleri, bu konuda önemli bir örnektir. Charles Doolittle Walcott, ABD'nin ünlü müzelerinden Smithsonian Institution'da görevli yönetici (1907-1927) ve bir paleontologdu. Kanada'nın Rocky Dağları civarındaki Burgess bölgesinde fosil araştırmalarına başladı. 31 Ağustos 1909 günü, Walcott, paleontoloji tarihinin en büyük bulgularından birini ele geçirdi: 530 milyon yıl öncesinde yaşanmış Kambriyen dönemine ait ilk fosiller...
Walcott topladığı fosillerin hangi filumlara ait olduğuna baktığında çok şaşırdı. Çünkü bulduğu fosil tabakası çok eskiydi ve bundan daha eski tabakalarda kayda değer bir yaşama rastlanmamıştı; ama bu tabakada bilinen filumların neredeyse tamamına ait canlılar vardı. Dahası hiç bilinmeyen filumlara ait fosiller de bulmuştu. Bu, hayvanlar alemindeki tüm vücut yapılarının aynı jeolojik devirde, bir arada ortaya çıktıklarını gösteriyordu.
Bu ise Darwin'in teorisi için yıkıcı bir darbe oluşturuyordu. Çünkü Darwin canlıların yavaş yavaş dallanan bir ağacın kolları gibi geliştiğini ileri sürmüştü. Darwin'in kurguladığı evrim ağacına göre, önce türler belirmeli, ardından yeryüzünde tek bir filum olmalı, sonra uzun zaman dilimleri içinde farklı filumlar yavaş yavaş ortaya çıkmalıydı. Oysa Walcott, günümüzden yaklaşık 530 milyon yıl önce, günümüzde var olan tüm filumların, hatta daha da fazlasının aynı anda ve aniden ortaya çıktıklarını gösteren kanıtlarla yüz yüzeydi. Bu, türlerden başlayarak uzun zaman dilimlerinde kademelerle filumların oluştuğunu varsayan hayali "evrim ağacı"nı tamamen ortadan kaldırmaktaydı. Canlı tarihinin daha en başında tüm türleri kapsayan kompleks özellikler, toplam 50 ayrı filumu temsil eden birbirinden kompleks fosil örnekleriyle en mükemmel şekilde sergilenmişti.

Darwinizm'i çürüten en önemli delillerden biri olan fosil kayıtları, çoğu zaman Darwinistler tarafından özenle gizlenir. 70 yıl boyunca şaşırtıcı şekilde gizlenen Kambriyen dönemine, yani canlı tarihinin ilk kompleks canlılarına ait fosiller bu aldatma yönteminin en önemli örneklerindendir. Benzer yöntem, yaşayan fosil bulgularına da çoğu zaman uygulanmakta, evrimi geçersiz kılan deliller gizlenmeye çalışılmaktadır. Ancak bu çaba boşunadır, fosil bilimi, en kusursuz örnekleri ile evrimi çoktan çürütmüş durumdadır.
|
Kademeli evrim safsatasını tümüyle ortadan kaldıran yaklaşık 530 milyon yıllık bu fosiller, ancak 70 yıl sonra gizlendikleri yerden çıkarılmış ve dünyaya tanıtılmıştır. Çünkü Walcott, elde ettiği fosilleri bilim dünyasına açmak yerine, gizlemeye karar vermiştir.
Smithsonian Müzesi'nin müdürü olan Walcott koyu bir Darwinistti. Evrim teorisine göre bu denli eski kayalarda, nispeten basit yapıda fosillerin bulunması beklenirdi. Oysa bulduğu fosillerin komplekslik açısından günümüzde yaşamakta olan yengeç, deniz yıldızı, solucan gibi canlılardan hiçbir farkı yoktu. Darwinistler açısından işin en endişe verici yanı ise Burgess Shale'de de, daha eski kayalarda da bu canlıların atası olabilecek hiçbir fosil örneğinin bulunamamış olmasıydı.
Bu açmazlarla karşılaşan Walcott, elde ettiği fosillerin evrim teorisine büyük bir sorun oluşturacağından emin olduğu için, bunları açıklamak yerine, çektiği bazı fotoğrafları, birtakım notlarla birlikte Smithsonian Institution'a yolladı. Fosiller burada yetmiş yıl kadar unutulacakları çekmecelere kilitlendiler. Burgess Shale fosillerinin gün ışığına çıkması, ancak 1985 yılında, müzenin arşivlerinin yeniden incelenmesi sayesinde oldu. İsrailli bilim adamı Gerald Schroeder bu konuda şu yorumu yapar:
Eğer Walcott isteseydi, fosiller üzerinde çalışmak üzere bir ordu dolusu öğrenciyi görevlendirebilirdi. Ama evrim gemisini batırmamayı tercih etti. Bugün Kambriyen Devri fosilleri Çin'de, Afrika'da, İngiliz Adaları'nda, İsveç'te ayrıca Grönland'da da bulunmuş durumdadır. (Kambriyen Devrindeki) Patlama, dünya çapında yaşanmış bir olaydır. Ama bu olağanüstü patlamanın doğasını tartışmak mümkün olmadan önce, bilgi gizlenmiştir.41
Evrimin geçersiz bir teori olduğunu kesin olarak ortaya çıkaran bu fosiller, halen evrimcilerin tam anlamıyla açıklamasız kaldıkları ve teori için en büyük zorluklardan biri olarak gösterdikleri kusursuz birer yaratılış delilidirler.
Evrim teorisi, tarihinde, insan kafatasına maymun çenesinin yapıştırıldığı, tek bir domuz dişi fosilinden maymun-adamların hayali sosyal yaşamlarını gösteren rekonstrüksiyonlarının yapıldığı, dinozor fosillerine tüy eklendiği, sayısız sahtekarlık örneği ile doludur. (Detaylı bilgi için bkz. Harun Yahya, Hayatın Gerçek Kökeni, Araştırma Yayıncılık; Harun Yahya,Evrim Aldatmacası, Araştırma Yayıncılık) Bilimsel delillerle değil, ideolojik olarak ayakta tutulmaya çalışılan bu teorinin takipçileri, iddialarını destekleyecek sahte ara-fosil örnekleri oluşturmaktan çekinmemiş, teoriyi tümden rafa kaldıracak olan kompleks canlıların yüz milyonlarca yıllık fosillerini de saklama ihtiyacı duymuşlardır. Zaman içinde bu gizliliğin ne derece mantıksız olduğu anlaşılmaya başlanmış, yeryüzü katmanları bu fosil örnekleri ile dolu olduğu için fosillerin bir kısmı yavaş yavaş ortaya çıkarılmıştır. Ancak yine de bu aldatmaca, günümüzde halen devam etmekte, müzelerde saklı yaşayan fosil örneklerinin bir kısmı, büyük bir sessizlik içinde gizlenmektedir. Müzelerdeki bu örneklerin tamamı insanların bilgisine sunulsa, gerçeklerin ne olduğu anlaşılacaktır. Ancak çoğu bilim adamı, evrim teorisini kökten ortadan kaldıracak böyle bir girişime cesaret edememektedir.
Bu sitede, sizlere milyonlarca yıllık yaşayan fosillerin küçük bir bölümünü sunuyoruz. Buradaki amaç, yeryüzünde bir evrim sürecinin yaşanmadığını açıkça göstermek, canlıların, milyonlarca yıl önce de bugün olduğu gibi kusursuz özelliklerle donatılmış olduklarını yani yoktan yaratılmış olduklarını kanıtlamak ve evrimin, delilleri gizleme yöntemi ile yalnızca insanları aldatarak ayakta tutulmaya çalışılan sahte bir teori olduğunu gözler önüne serebilmektir. Bilimsel delilleri gizleyen, bilimselliği sahtekarlık ve aldatmaca ile sağlamaya çalışan bir teori, zaten kendi geçersizliğini ilan etmiştir. Evrimciler de açıkça bilmektedirler ki, ele geçen tüm bilimsel deliller, "evrim süreci" iddiasının yalnızca bir masaldan ibaret olduğunu göstermiştir. Yaşayan fosiller; bu canlıları, milyonlarca yıl önce yaratmış ve günümüze kadar en mükemmel şekilleriyle korumuş, tüm varlıkların Yaratıcısı ve Hakimi olan Allah'ın eseridirler. Tarih boyunca Darwinistlerin tüm korkuları, bu açık gerçeğin gözler önüne serilmesi olmuştur. Ama artık, bu açık ve tartışmasız gerçek tam anlamıyla gözler önündedir ve Darwinistlerin buna karşı gösterdikleri tüm çabalar boşa çıkmıştır. Hak olan karşısında batıl tamamen ortadan kalkmış ve Alemlerin Rabbi olan Allah, büyüklüğünü ve yüce kudretini bir kez daha en mükemmel şekli ile sergilemiştir:
Biz, bir 'oyun ve oyalanma konusu' olsun diye göğü, yeri ve ikisi arasında bulunanları yaratmadık. Eğer bir 'oyun ve oyalanma' edinmek isteseydik, bunu, Kendi Katımızdan edinirdik. Yapacak olsaydık, böyle yapardık. Hayır, Biz hakkı batılın üstüne fırlatırız, o da onun beynini darmadağın eder. Bir de bakarsın ki, o, yok olup gitmiştir. (Allah'a karşı) Nitelendiregeldiklerinizden dolayı eyvahlar size. (Enbiya Suresi, 16-18)
|